FRP, açılımı itibariyle Fantasy Role
Play yani Fantastik Rol Yapma’dır. Ağırlıklı olarak hayal gücünün etkili olduğu
oyun, bir yandan da oynadığınız sistemin kurallarına dayanır. FRP’nin
sınırları; her hangi bir bilgisayar ya da benzer platform oyununa göre,
haritanın bir noktasına geldiğinizde boşa koşmak, yalnızca size sunulan
diyalogları seçmek yerine, hayal gücünüz ile çizilmiştir.
Aslında FRP, çocukken elimize boncuklu
alıp BAMBAMBAM öldün çık demeye benzer. Çünkü o an rol yaparız, olmadığımız bir
insan olduğumuzu ve sanki elimizde gerçek bir silah varmış da gerçekten ateş
ediyormuşuz gibi davranırız. Tabii bu tarz oyunlarda genelde kimin kimi vurduğu
ve neden vurduğu belirli değildir işte bunun için de sistemler ve kurallar
ortaya konulmuştur. Arkadaşınız size BAMBAMBAM öldün çık dediğin de size de
kurallar sayesinde ona ‘’Sen bi zar at bakalım vurabilmiş misin?’’
diyebilirsiniz.
Tabi FRP’yi sokakta oynadığımız
oyunlardan ayıran asıl fark bu kurallar ile birlikte hikaye derinliğidir. Bu
hikayeler de oyunu yöneten Dungeon Master Türkçesi ile Zindan Efendisi ‘nin
başlıca görevlerinden birisidir. DM’yi aslında oynadığımız oyunlardaki yapay
zeka gibi düşünebiliriz. Oyunun kurallarının nasıl işleyeceğini, hikayenin
gidişatını, evrenin detaylarını hep bu gözü pek Zindan Efendimiz ayarlar. Peki
oyuncular ne iş yapar derseniz, oyuncular da Zindan Efendisi’nin temel aldığı
evrendeki karakterleri canlandırır. Bu karakterler bazen elf bir savaşçı, bazen
insan bir büyücü, bazen ise orc bir barbar olabilir. Tabi burada kendinizi bir
RPG oyununda karakter açmış gibi düşünmeyin. Karakterlerinizin seçtiği silah,
attığı büyü elbet önemlidir ancak, geldiği yerler, kişilikleri, zayıflıkları
dünya görüşü ve oyuncunun da oynarken o karakter gibi rol yapması daha önemli
bir noktadadır. Eğer siz iyilerin dostu, kötülerin düşmanı kendisini ışığın
tanrıçasına adamış kuralcı bir Paladin iseniz asla yalan söylememeniz ya da
yardıma ihtiyaç duyan birisini gördüğünüzde ‘’Adamlar 15 kişi beni de
keserler’’ dememeniz gerek.
Diye de bilirsiniz tabi ama sonuçta bu
kazanılan ya da en güçlü karakteri yaratıp en çok adamı kim öldürecek oyunu
değil önemli olan rol yapmak ve zevk almak. O nedenle eğer yarattığınız
karakterin rolünü yaparsanız, hem siz hem de diğer oyuncular çok renkli
dakikalar yaşar ve sadece orc, goblin öldüreyim yağma yapayım modundan çok
rolle ilgilenmiş olursunuz. Zaten adam öldürüp loot almayı birçok oyunda rahat
rahat yaparsınız o yüzden bu fırsatı bulmuşken yapmayın. Gidin hancıyla konuşun
neler yapıyormuş, gidin rahibe dinini sorun nasılmış, zordaki birine yardım
edin size hikayesini anlatsın, emin olun savaş rolleri yapmaktansa konuşmak bir
yerden sonra daha zevkli gelecek. Yoksa oyun Savaş Simülatörü 2017’ye dönüyor.
20’liz Zar Sistemi
Dediğim gibi, şimdi bu oyunda kim kimi
vurdu, kim kime yalan söylemeyi başardı kısmını anlamak için her oyun
sisteminin bir zarı var. Ben genelde D20 yani 20’lik zar sistemini anlatacağım
çünkü benim de bilgimin yoğun olduğu sistem bu.
Bu sistemde karakterler yapması belirli
seviyelerde zorluk gerektiren şeyler için başarı zarı atarlar. Bahsedilen zar 20 yüzlü
hoş bir zardır. Yapacağınız eylemin zorluğuna göre DM bir sayı belirler ve siz
bu sayıyı geçmeye çalışırsınız.
Örnek verecek olursak karakteriniz Rogue
(düzenbaz gibi bişey, bilmeyenler için), ve bir hancının parasını sakladığı
sandığın kilidini açmaya çalışıyor. DM bunun kolay bir aksiyon olduğuna karar
veriyor ve kafasından 5 rakamını tutuyor. Siz de D20 atıp aldığınız ek
puanlarla beraber 5’i geçmeye çalışıyorsunuz. Tabi bu sayı eğer antik bir mezar
kilidini açmaya çalışır ya da evrenin en ünlü bankasının kasasını açmaya
çalışırsanız yükselebiliyor.
Aynı şekilde karşınıza çıkan bir düşmana
saldırırken de atmanız gereken zar yine D20’iken rakibinizin kaçma şansı
üzerinde full zırh varken ayrı çıplakken ayrı oluyor. Yani genel hatlarıyla bir
şeyler yapmaya çalıştığınızda attığınız zarın D20 olduğu sistem, 20’lik zar
sistemi olmuş oluyor.
DnD 5. Edition
Geldik en yaygın oyun sistemlerinden biri
olan Dungeons and Dragons / Zindanlar ve Ejderhalar’a. Açmış olduğum blog’da
daha çok DnD’nin 5. edisyonu üzerine yoğunlaşacağım için biraz olsun bahsetmek
istedim. DnD aslında en eski sistemlerden birisidir, 1974 yılında ilk edisyonu
yayınlanmış bir rol yapma oyunu sistemidir. Yıllar içerisinde gelişmiş ve
değişmiştir. Klasik olarak fantastik ögelerin olduğu bir ortaçağda geçer.
Büyücüler, savaşçılar, canavarlar gibi çeşitli kavramları içinde barındırır ve
D20 sistemini baz alır.
DnD’nin 5. Edisyonu ise 2014 yılında
yayınlanmış ve halen oyuna gelen ek kitaplar, ek kurallar ve çeşitli
yeniliklerle gelişerek yoluna devam etmektedir.
Şimdilik bu kadarının özellikle yeni
başlayan arkadaşlar ya da başlamayı düşünenler için yeterli olacağını düşünüyor
ve bu yazıyı burada noktalıyorum. Önümüzdeki yazılarımda karakter yaratma, stat
puanları, yetenekler, oynanabilir ırklar ve sınıflar hakkında bilgilerimi
sizlerle paylaşacağım. Görüşmek üzere.
Çok teşekkürler elinize sağlık :)
YanıtlaSil